Teknolojinin hızla gelişimine ayak uyduramayan eğitim sistemi maalesef çocukların geleceğe hazırlanmalarını engellemekte ve yol haritası çizememektedir.
Özellikle son 25 yıldaki gelişim, üniversite eğitiminin gerekliliğinin sorgulanması, kendi kendine öğrenme ortamlarının oluşması, ilkokul ortaokul ve lise dönemlerinde müfredata yazılım ile ilgili derslerin eklenememesi, eğitmen problemleri ve eğitmenlerin problemleri, farklı bakış açılarının oluşması, devlet okulları ile özel okullar arasındaki farklılıklar ve birçok farklı konu çocukları ve geleceğimizi etkilemektedir.
İlkokulda, ortaokulda, lisede yazılımla tanışmayan bir gencin üniversitede "merhaba dünya" ile yazılım dünyasına adım atması birçok açıdan geç olarak değerlendirilebilir. Peki yazılım bilmemek dezavantaj mıdır? Bu sorunun cevabını birlikte düşünelim.
Cep telefonlarımızda, bilgisayarlarımızda, evimizdeki elektronik aletlerde, otomobillerde, evlerimizde ve ofislerimizde neredeyse tüm cihazlar hızla akıllı hale gelmektedir. Endüstri ve bankacılık her geçen gün dijitalleşmekte, tüm sektör ve meslekler dijitalleşme ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu dijitalleşme süreci, arttırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, nesnelerin interneti, büyük veri, yapay zeka gibi konular yaşamımızın her anında kendini yoğun şekilde hissettirmektedir.
Meslekler değişmekte, her meslekte teknolojiyi doğru ve verimli kullanan kişiler fark yaratmakta ve işlerine, yaşamlarına değer katmaktadır. Eğitim sistemi bu değişimlerden nasıl etkilenmektedir? Çocuklar hızına yetişilemeyen bu sürece ne zaman hangi donanım ile hazırlanmaktadır?
Yazılım bilmek sadece yazılımcı olmak için gerekmemektedir. Yazılım eğitimi yazılım ile ilişkili konularda fikir yürütmek, etkin kullanmak içinde çok önemlidir. Herkes yazılım öğrenebilir ve öğrenmelidir. Çünkü yazılım çocukların ve bizlerin problem çözme ve plan yapma yeteneklerimizi geliştirir.
Sağlık sektöründe, tarımda, bankacılıkta onlarca teknolojik cihaz ve ortam karşımıza çıkmaktadır. Çocukların teknoloji ile uzak meslekler edinmeleri mümkün görünmemekte ve birçok açıdan yazılım ile ilgili meslekler tercih edilmektedir.
O zaman basit soru şudur. Çocuklar ne zaman kodlama, robotik, yazılım gibi konularla matematik ve Türkçe ile olduğu gibi düzenli olarak çalışmaya başlayacaktır? Bunun için gerekli altyapı, eğitmen, müfredat çalışmaları ne zaman devlet okullarına zorunlu olarak getirilecektir?
Yazılım küçük yaşlardan itibaren öğretilmesi gereken Türkçe ve İngilizce gibi bir dildir. Bilgisayarlar, elektronik cihazlar ve yazılım ile entegre cihazlar ile haberleşmemizi sağlayan bir dil..
Çocukları geleceğe hazırlamanın belirli bir disiplin ve kararlılıkla ele alınması, yıllara yayılması ve çok sıkı takip edilmesi gerekmektedir. Öncelikle çocuklara bu vizyonu aşılayacak eğitmenler yetiştirilmeli, ilkokullara bilgisayar ve kodlama eğitmenleri atanmalıdır. İlkokul seviyesinden itibaren kurulacak kodlama ve robotik atölyeleri ile yetiştirilecek vizyoner öğretmenlerimiz bütünleşmeli ve çocuklar için hazırlanacak oyunlaştırılmış, tasarım odaklı düşünme temelli içerikler ve müfredat ile geleceğe hazırlanmalıdır.
Çocukların geleceğe 25 yıl önceki gibi hazırlanmaları ancak onlardan geleceğin teknolojilerini üretmeleri beklemek doğru sonuçlar vermeyecektir. Her çocuk yazılımcı olmasada problem çözen, alternatifli düşünen, plan yapan bireyler olarak görevlerini daha iyi yerine getirecektir.
İlkokul, ortaokul ve lisede yazılım dersleri ile belirli bir noktaya gelen çocuklar ise üniversitede proje geliştirmek, girişimci olmak, iş hayatına daha donanımlı hazırlanmak için gayret göstermelidir. Üniversite yazılım öğrenme başlamak için çok geç..
Rıdvan Canbaz
Atölye Vizyon / Pinoo Robotics
Comments